Hikayemiz
Hikayemiz

Ayvalıkta oturup denizi seyrederken tanışırsınız hemen Cundayla, deniz kenarında yürüyen Ayvalıkla henüz tanışmış herkesin dilinde aynı soru vardır; -Karşısı Cunda Adası mı? Denizin kenarından Cundaya doğru yola çıkar, iki adayı bağlayan köprülerden geçtiğiniz an bambaşka bir kültüre tanıklık edeceğinizi hissedersiniz.. Cunda adası, Alibey adası, bütün isimlerinin bir hikayesi vardır bu adanın; eski bir ismi olan ''Moshinos'' yani Kokulu Ada ismini güzel çiçek kokularından almıştır. Adaya vardığınızda sizi karşılayan deniz,balık ve çiçek kokuları adeta Cundaya hoşgeldin der.. Mübadele öncesi eski bir yunan adası olan Cunda adasını gezerken ; birbirini selamlayan eski taş evlerin sıralandığı dar sokakları, görkemli Tarksiyarhis Klisesini , tarihi yel değirmenlerini görebilirsiniz. Taş mimarisi ve yüksek tavanlarıyla 19.yüzyıl tarihi binası olan Taş Kahvemizde kahve içip, Cunda yerlisi ile sohbet etmeden adadan ayrılmamanızı öneririz. Cundanın dar sokaklarında, merkeze yakın tarihi bir rum binada bulunan Ali Baris Pansiyon; 4 odalı konuk eviyle Cundadaki eviniz.. Ahşap ve taş yapının görsel şöleni, denizi görerek uyanacağınız odaları ve yerel lezzetlerle süslenmiş zengin kahvaltısıyla size unutamayacağınız bir Cunda hikayesi yaşatacak.. 4 mevsim hizmet veren otelimiz ile, Cundanın her mevsim farklı güzelliklerini keşfedebilir, yılın her ayı misafirimiz olabilirsiniz:) Gitme vaktini gösterdiğinde saatler, inceden bir hüzün çöker yüreklere… Masal tadındaki renkleriyle Cunda, ‘Beni bırakma’ der.